23 Temmuz 2010 Cuma

Titriyorum.

Farklı bir evdeyim.
Burası farklı bir oda,
Duvarları benzemiyor,
Renkler değişik,
İnsanların yüzlerini hatırlayamayacak kadar yorgun beynim.

Yastığın kokusu çok değişik.
Gözlerimi açıyorum ve sen yoksun.

Ama o şarkı var kulağımda.
Tırmalıyor beynimi,
Ellerim uyuşuyor,
Ellerim titriyor,
Ben titriyorum.

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Bu öyle bir şeydi ki.

Sabaha karşı yataktan kalktı ruhun.
Kalkışını gördüm.
Siyah gözlerimle gördüm,
Neden siyah dersen,fazla üzgündü.

Kalkışını gördüğüm an arkamı döndüm.
Daha fazla kalbim çarpmasın,
Daha fazla beni de alıp götürmesin diye.

İstemiyorum,
Öyle kararlıydım ki,
Çocukların pamuk şeker aldırmak için ağladıkları kadar kararlı.
Her şeyin sonu gelmişti.

Bu öyle bir sondu ki,
Bir daha olmayacak kadar,
Yolun sonuna gelecek kadar,
Uçurumun dibine düşecek kadar.

Bu öyle bir sondu ki,
Yolun en dibini görmüş kadar.

18 Temmuz 2010 Pazar

Bir tek o vardı.

Buğulu camın önünden bakıyorum,
Ellerim çamur
Yüzümde anlamsız bir hüzün,
Üstüm başım harabe.

Yükseliyor durduğum yer,
Baktığım cam,
Ayağımın altındaki fayanslar,
Görüntüler,
Ellerim,
Ayaklarım,
Her şey yükseliyordu.
Gökyüzü yükseliyordu.
Duvarlar yükseliyordu.

Özlüyordum,
Seviyordum,
Susuyordum.
Hayır yalan söylüyorum;
Sevmiyorum,sevemiyorum.
Özlemiyorum artık.

Gitmiyor o,hala duruyor.
Yalan söylüyorum.İçimden kopup gitti,
Gökyüzüne yükseldi;
He is gone.

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Sinsi bir yalnızlık senfonisi.

Kokun sinsi bir yalnızlık,
Tenin,hüzün kokan kelimeler.

Kalbin 1,2,3'ten hızlı atıyor.
Bir mum ışığında gökyüzündeki yıldızları seçtim,
Cam açıktı,
Sesleri duyamıyordum.

Nefesin tenime değdikçe sıçrıyordum,
Mum eriyordu,
Ateş dans ediyordu,
Ellerim kanıyordu,
Göz yaşlarım nasırlaşmış bakıyordu.

Hiç bir şey ilk gün ki kadar heyecan vermez.
Ateşi söndürme,
Mum eğilmesin,
Ellerim kanamasın,
Tırnakların ellerimi acıtmasın.

Dün gece dışarı çıktım büyük adımlarla.
Ellerimde kum ve çakıl taşları,
Denize döktüm birer birer,
Taşlar seni getirir diye.
Ateş seni bekliyor,
Mum ağlamıyor,
Ellerim henüz kanamadı.


7 Temmuz 2010 Çarşamba

Ellerimi açtım.

Bana bakma öyle lütfen.
Uzun süre göz bebeklerine bakarsam eğer ellerim titriyor.
Sen sadece o kahkahanı at ben arkamı döndüğümde.

Yaralarını göz yaşların iyileştirmez.
Elimde hala elinin izi,
Kıyamıyorum ellerimi sıkmaya.
Bak hala seni düşünüyorum.

Ruhum seninle olmaya hazır.
Mantığım kaos.

Sesin kulağımda bir tını hala.
Ellerim varmaz seni almaya.
Lütfen göğüsümde uyu.

Ahşap masamızda yağmur yağsın yine,
Ben sana masallardan çıkma ninniler söylemeliyim.
Yine uyu lütfen,
Göğüsümde.

Nefes alışın cenneten düşen bir parça,
Bırak her şeyi,
Unut,
Sadece bugün göğüsüme yaslan.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Bebeğe hayat ver.


Göz yaşlarım artık kurumuş bir yosun.
Ellerim varmaz temizlemeye.
Ellerini ver bana.

Titriyordun,
Kalbin çok hızlıydı.
Korkmuştum.
Nasılsın?

Gitmenden korkuyorum.
Seninle nefes almayı özledim,
Uzak olsan da nefesini hissediyorum.

Ellerim terlemişti,
Heyecanlanmış mıydın?
Senin kalbin benim kalbim kadar hızlı mıydı?
Avuç içlerin bile titrerken ellerimde.
Biz hiç bir şeyi hak etmiyorduk.

Ölmüş bebeğe yeniden bir hayat ver.
Durmuş kalbini,avuç içlerinle,
Göz bebeklerinin derin dolu bakışlarıyla,
Lütfen hayat ver.

Parmaklarını parmaklarımla barıştır.
Bu bize yakışmaz.
Dilin yalan söylese de göz bebeklerin ilk gün ki kadar saf bakıyordu.
Yalvarırcasına,ölmüşcesine.

Uyuduğumuz yatak ağlıyordu altımda.
Sessizce susturdum.
Bak ağlıyor,
'Ben ağlamıyorum' desen de senin kanındı,
Canın acıyordu,
Sen ağlıyordun.
Bak ben ağlamıyorum.
-Hayır aslında ben çok ağlıyorum.
Seni özlemiyorum.
-Seni çok özlüyorum.
Sözlerime inanma sen.Gözlerimin içine bak.
Ellerimin titremesinden bile anlayabilirsin.